Cezaevinde kanser olduktan sonra aylarca tahliye edilmeyen Bingöllü işadamı Medeni Arifoğlu’nun maruz kaldığı hak ihlalleri belgesel oldu. Kum Saati adlı Youtube kanalı tarafından hazırlanan belgeselde hem Arifoğlu’nun Bingöl’de yaptığı hizmetler hem de tutuklandıktan sonra cezaevinde yaşadığı hukuksuzluklar anlatılıyor.
BOLD – Gülen Hareketi soruşturmaları kapsamında 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan ve cezaevinde kanser olduktan sonra maruz kaldığı hak ihlalleri nedeniyle ölüme gönderilen işadamı Medeni Arifoğlu iki yıl önce bugün hayatını kaybetti.
Arifoğlu’nun ölüm yıldönümü vesilesiyle hazırlanan “Bingöl’ün Yiğit Evladı: Medeni Arifoğlu” adlı belgeselde dünden bugün Türkiye’nin insan hakları karnesi ve Medeni Arifoğlu’nun hem kendisinin hem ailesinin yaşadığı hukuksuzluklar gündeme getiriliyor.
Medeni Arifoğlu, Bingöl’ün sevilen önemli işadamlarından biriydi. Bingöllü İşadamları Derneği (BİNGİAD) Başkanı olarak uzun yıllar görev yaptı. Çalışmalarıyla şehrin ekonomisine katkıda bulundu. Yemeğini yemeyen, çayını içmeyen siyasetçi neredeyse yoktu. 2012 yılında Erdoğan tarafından bu dernek çatısı altında yaptıkları çalışmalardan dolayı ödüllendirilmişti.
15 Temmuz’dan sonra ise sırf bu dernek başkanlığı ve Bank Asya hesabı gerekçe gösterilerek 25 Temmuz 2016’da gözaltına alındı ve üç gün sonra tutuklandı. Bütün mallarına da tedbir konuldu. Medeni Arifoğlu, Malatya E Tipi Cezaevine gönderildiğinde sağlık durumu iyi değildi. Karaciğer nakli yapılmıştı, günde 19 ilaç kullanıyordu. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Hastanesi’ndeki doktoru bu şartlarda cezaevinde kalamayacağını, çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybedebileceğini söyledi.
Eşi Nuran Arifoğlu’nun elindeki raporlarla başvuru yapmadığı resmi kurum kalmadı. Hiçbir kurum raporları dikkate almadı. Cezaevinde, apandisiti patlayınca bile hak ihlalleriyle karşı karşıya kaldı. Cezaevi doktorunun verdiği antibiyotikle ayakta durmaya çalışan Arifoğlu üç hafta doktora götürülmedi. Bir akşam demir kapılara vurup sürüne sürüne revire çıktı ve “Ölüyorum” diyerek yardım istedi.
Arifoğlu’na tutuklandıktan iki sene sonra da böbrek kanseri teşhisi konuldu. Bu süreç onun için çok sancılı geçti. Hastanelerde mahkum odası olmadığı için Malatya ve Elazığ cezaevleri arasında, saatlerce süren yolculuklar yapmak zorunda kaldı.
Bir gün artık çok kötü olduğunda “Beni rahat bırakın, ölmek istiyorum” diyerek bütün tedavileri reddetti. Mart 2019’da tahliye edildiğinde ise hastalığı 4. evreye gelmişti. HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun ifadesine göre “Ona özel bir zulüm” yapılıyordu.
Yaşadıkları hukuksuz süreci Bold Medya’ya anlatan eşi Nuran Arifoğlu, “Elimize bir cenaze verdiler. Eşim cezaevinde sürüne sürüne öldü” demişti.
Hamallık yaparak hayatını kazanan KHK’lı Timur öğretmen kahrından öldü